Monday, June 30, 2008
Ottawa
Burasi Ottawa'nin merkezi. Insanlar islerine kayak yaparak gidiyorlar demisti Pablo da inanmamistim, ama burada kayak izlerini gorebiliyorum. Neyse otobusler de calisiyormus.
Ottawa'nin baskent olusunun cok ilginc bir oykusu var. 1850'lerde burasi kucucuk bir kereste kasabasiymis. Bu arada Kanada bir ulke yolunda olmakta ilerliyormus ve ulkeye bir baskent lazim olmus tabii. Listedeki tum diger isimler (Quebec sehri, Montreal, Toronto ve Kingston), sonuncusu haric coktan sehirlesmis, hatta yalanciktan baskentlik te yapmis fiyakali yerlermis, ama Fransiz sehri baskent olunca Ingiliz asillilar kizdigi, Ingiliz sehri baskent olunca da Fransiz asillilar kizdigi icin bir turlu anlasamiyorlarmis. Sonunda Ottawa, kimseyi gucendirmeyecek tek secenek olarak one cikmis, Ingiltere Kralicesi filan da karismis araya, ve herkesin bir tarafiyla guldugu minik kasaba baskent olmus. Bu oyku bir masali hatirlatiyor bana ama hangi masali emin olamadim. Sanirim tavsan ve kaplumbaga masalini, son gulen iyi guler kismini.
Bir de Ottawa'nin kendi halindeligi, memur ve universiteli sehri olusu, diger buyuk sehirlerin ona dunku cocuk gozuyle burun kivirisi Ankara'yi hatirlatiyor bana.
Temmuz sonunda tasiniyoruz.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment