Friday, July 07, 2006

Dogumgunu

Yunus'un ikinci yasgununden manzaralar...


Yunus'un kuzeni Eliseo, ilk aski Emma ve Yunus


Masako ve hem Japonca hem de Ispanyolcayi cok guzel konusan kizi Majo


Emma'nin annesi Jessica, Emma ve Yunus


Juliana, oglu Gabriel, Majo ve Masako


Sira babalarda, Pablo ve Emma'nin babasi Oscar


Kaliplarla kurabiye kesme oyunu


Biraz daha...


Ha gayret Yunuscuk


Sonra bu kurabiyeleri firinda unuttum ve azicik yandilar, ama yanmayan kurabiyeleri herkes gururla yedi


Aile fotografi: Ondeki pastanin ana mimari Pablo'nun annesi Ana Maria.


Asistani da bendim...

Asil Yunus iyi vakit gecirsin fikriyle yalnizca sik gorustugu bir iki arkadasini cagirmaya karar vermistim, haliyle anneleri de benim iyi arkadasim. Yukarida resmi olan cocuklar icerisinde bir tek Eliseo'nun hem annesi hem babasi Arjantinli. Her uc cocugun da iki dilli oykusu farkli.

Iclerinde her iki dile de en hakim olan Majo, Majo'nun hem annesi hem de babasi Japon, yani aile icerisinde hep Japonca duyuyor, yuvada ya da bakicisiyla oldugu zamanlarda ise Ispanyolca duyuyor. Yani her iki dili de teke tek degil, konusuldugu ortamda kullanmis oluyor. Sanirim iki dilli buyumek icin en ideali bu, ama tabii ki tek yol degil.

Emma'nin annesi Amerikali ve kiziyla hep ingilizce konusuyor, ama Emma ingilizceyi yalnizca annesinden, o da kendisiyle konusurken duyuyor. Annesinin ne dedigini cok iyi anlamasina ragmen ispanyolca cevap veriyor, bazen de araya ingilizce kelimeler serpistiriyor. Gecen gun "Quiero walk cok Esteban" dedi mesela, Turkceye cevirince "Esteban'la walk yapmak istiyorum" gibi bir sey oluyor. Bu tip konusmayi Almanya'da buyumus Turk arkadaslarimdan ya da Los Angeles'daki meksika kokenli kisilerden de duydum. Genellikle bunun bir dil kirliligi oldugu dusunuluyor, ama aslinda en azindan Emma'nin yasinda bunun dogal dil gelisiminin bir parcasi oldugunu okudum. Bu okuduklarimi da buraya koymak istiyorum ileride.

Gabriel'in annesi Juliana ise Brezilyali. Juliana'nin Gabriel'le portekizce konustuguna nadiren tanik oldum, genellikle ispanyolca konusuyor. Ama bunda portekizce ve ispanyolcanin neredeyse Azeri Turkcesi ve Turkiye Turkcesi kadar birbirine benziyor olmasinin da etkisi var. Gabriel'in ispanyolcasi iyi, ama portekizce konustugunu hic duymadim. Gerci ileride hem anadili Ispanyolca hem de portekizceye kulak yatkinligi oldugundan, bir kac ayda sular seller gibi portekizce konusabilir.

Yunus'un yasi biraz daha ilerleyince durumu Emma'ya benzeyecek sanirim. Yani soylediklerimi anlayacak, ama ispanyolca karsilik verecek. Turkiye'ye gittiginde ya da ortamda baska Turkler bulundugunda belki biraz daha ugrasacak. Bazi annebabalar istedikleri dilde konusmayinca cocugun soylediklerini duymazdan gelme taraftari. Ama benim bir turlu aklima yatmiyor, ayrica o kadar oz disiplinim oldugunu da sanmiyorum.

3 comments:

Anonymous said...

cok guzel olmus eline sagliikk gulum. kurabiye yaparken ki azmine bittim yunusun cok kaptirmis gorunuyo valla, superrr. devamini bekliyoozzz.

gulru

Anonymous said...

Yunuscum iyki dogdun, yeni yasin tekrar kutlu olsun. Annenin de ellerine saglik, pek guzel bir yer hazirlamis senin icin. Hep beraber kurabiye pisirelim ilerde, sen bu isi baya ogrenmissin:)

Ayse Teyzen

Anonymous said...

bu iki dili birbirine karistirarak konusmanin dil kirliligi olarak nitelendirilmesi cok can sikici,, ya da benim canimi sikti zira oglum kirli dilli bisi olacaga benzer
ama turkceyi bi tek benden duydugu icin o kadar kirlenemez belki dili turkiyede daha sik bulunsak belki bu sartlar altinda ari bi izlandacasi olacak turkceyi de anlayacak ama konusmasi icin tomere filan yollamam valla!